Girizgah

Hiç soru sormadan hal hatır etmeden otur yanıma.

Bir hikayenin tam ortasına; İhtişamlı yıllarda geçen bir hikayenin tek kahramanının naif bedeninin, belki bizi izlediği belki de tekrar öldüğü ne huzur veren ne de huzur alan yalnızca olanı gösteren dairesinin kıyısına.

Soğuk iliğe işler, ilik kana karışır, kan donar, el uyuşur.

Eline üflersin. Üflerken farkedersin, üflemenin değil içine çekmen gerektiğinin. Var gücünle kapatırsın ağzını. Derin derin çekersin nefesinin ulaşamadığı yerlere kadar. Kaçamak bakışlar bile atamazsın. O kadar anlamlıdır ki dekor ve kişiler. öğrendiğin bütün anlamlar aciz kalır.

Sorulmayan soruları kelimesi olmayan sesler takip eder:

Bir yandan cihan nefes verir hemen arkada cihan yeniden dirilir...
Bir yandan cihan "durma gir" der ...
Bir yandan cihana bir daha gelmek mümkün olsa..
Bir yandan bu beni eviren ve çeviren olsa olsa büyük bir cihangirdir denir..
Bir yandan bitmesindir bir yandan ne başlamıştır ?

İki yaka bir araya gelir ufukta, birbirlerine kavuşacak gibidir. Ama bilirsin ki tarih öncesinden beri kavuşamadı onlar... sonra birbirine koşan iki yaka boğazına dolanan iki el oluverir.

Ustaca işlenmiş taşların arasından izlerken duyduğun hayrete nazire yaparcasına başıboş boğaz rüzgarları vurdukça sinelereni o seni hayrete düşüren sesi var dili yok kılıcı var cismi yok vakitsiz israfillere dönüşürler. Kah kıyam kah secde sonra..

En sonunda sorabildiğin tek soru: kimim ben ?

Akışı bozan ahengi tepen en gereksiz en son soru!
Başlarken değil bittiğinde cevabını anlayacağın sorulmayasıca soru!

Şüpheye düşüren tek şey kim olduğun; dekor belli şahıslar belli o belli cihangir belli..

Yorumlar