Kayıtlar

Ocak, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Algoritmak isteyenler siz şöyle bir durun.

Yazılım kursları, insanları yazılımcı olmak ve yazılım yapabilmek üzere eğitir bilirsiniz. Bu kurslardan birine ben de devam etmiştim zamanında. Bu kurlarda yine çeşitli teknik terimler açıklandıktan sonra algoritmanın yazılımın kalbi, gerisinin makyaj olduğuna dair söylemler gaz vermek amacıyla talebelerin zihinlerine zerkedilir( yahut bir algoritma başlatılır mı desem). E tabi ben de bu süreçten geçtim. Çok klasik bir örnek olduğunu sonradan öğrendiğim çay demleme algoritmasını anlatan hocaya iştahla baktığımı hatırlıyorum. (Bu tip şeyleri severim, cüzdanımda bir işime yaramayan, bazı konularda uzman olduğumu belirten kartvizitler/kartlar taşıyorum). Neyse, mezkur çay demleme algoritması hatırladığım kadarıyla, çaydanlığı bul, suyu koy, çayı koy, ( çay ve su ayrı yerlere tabi) gazı aç, ateşi yak, çaydanlığı ocağa koy, suyun kaynamasını bekle, su kaynayınca çayı demle, demin çökmesini bekle vs. gibi adımlar içeriyordu. sonunda da afiyet olsun şeklinde prompter bir yazı beliriyor curso

metamorfoz

Metamorphosis from Glenn Marshall on Vimeo

Torres'in ultra öngörüsü

"Televizyon, sevgili Daniel, Deccal'dir, seni temin ederim ki, yalnızca üç ya da dört kuşak sonra insanlar nasıl yelleneceklerini bile bilemez olacaklar. İnsanoğlu mağaralarda yaşamaya, ortaçağ vahşetine ve buzul dönemenideki aptallığına geri dönecek. Dünyamız kitaplarda yazdığı gibi bombayla yok olmayacak...gülmeyle, bayağılıkla, her şeyi alaya almakla ve alçakça bir şakayla sona erecek." Rüzgarın Gölgesi, Carlos Ruiz Zafon, s.114 .

NLP PLANI

Yarın kişisel gelişim seminerimiz var. İçimizdeki devi uyandırmaya çalışacağız. Katılmamanın cezası 30 avro. Katılacağım elbette. Akşam olup da eve geleli dokuz adet, tersten yaktığımı da sayarsak on adet sigara içtim. Düşünelim bir kere: bir insan kendini daha ne kadar geliştirebilir ki? Ha o bir sigara da her insan hata yapar payı. Masamın üzerinde Ahmet'in kırmızı arabası duruyor. Bastırarak geriye doğru çektiğinizde içindeki sarmal çark ya da adı her neyse kendini dolduruyor, bırakınca da çektiğiniz ölçüde yayından kurtulmuş zemberek yordamıyla ileri doğru atılıyor. İtiraf etmeliyim son bir kaç gündür bu arabayla oynuyorum. Kendi kendime sun'i engeller yapıp, kâh iki tereklek yukarıda kâh iki tekerlek havada üzerinden geçirtiyor yahut boşluğa bırakıyorum. İlkokul yıllarında mandal ve terliklerle oynayan biri olarak kat ettiğim mesafeye bakarak kendimi oldukça gelişmiş hissediyorum. Yapılan araştırmalara göre kurumsal şirketlerdeki mail trafiği, insanların yüzyüze konuşma al

Bilinmesi gerekenler

ben değilim İbrahim hamdolsun teşrifatçı değilim üstüne basa basa atım çoktan kaybolmuş aramaya yüzüm yok; böyle matruş gezerim uzun yol bilmesem de her zaman seferiyim ilmihalden ziyade din kültürü ve Allah ne mustahreç okudum ne bitirdim süneni işten eve servisle geçimsizin biriyim hiç sınıf atlamadım, yoksa bir sakıncası düş kırığı piyade çokça rahleden düştüm, kalkmadım tahtadan eşiklerde büyüdüm yanım yörem yokuştur, üstüm başım Beyazıt sökmeden abd'yi maklubeye kanmadan ben de bir abdullahım minyesini düşürmüş benim de bir adım var çağrılınca gelmeyen soğuk savaş üstüne haydi abdest alalım ılık su iyi gider dünyanın gidişine haydi abdest alalım ben değilim İbrahim çok şükür teşrifatçı değilim bunu bugün öğrendim kendime benziyordum ayna kayıp gittikçe, üstümde aynı gömlek yıkadıkça kirlenen hiç sağ elim olmadı seçimden galip çıkmış, koşmadım bankalara yağmur yağış diyerek ne zeus ne alaattin ne mete ne promete hiç kimsenin avucunda saklı değil ışığım zaten beni ele verir çer

müneccim ve muvakkitler için uyku saati

Her ne kadar uykusuzluğa dayanıklı olduğum konusunda beni tanıyanların ciddi endişeleri olsa da gün içindeki toplam uyku miktarımı matematiksel yöntemlerle ölçecek olursak haklı olduğum ortaya çıkacaktır. Bununla birlikte bugece bir istisna sayılabilir. Boş kaldığım bir ara hafif kestirme mazeretiyle uzandığım yataktan gece üç sularında kalkabildim. Öyle ya herkesin bir sınırı var. Her neyse karnım gurulduyordu ve gerekeni yaptım. Şimdi de aslında daha erken saatlerde bakmak gereken bir kaç şeyi inceliyorum. Tekrar yatmayı düşünmüyorum. İnanın böyle durumlarda yatıp iki üç saat sonra tekrar uyanmak gerçekten yorucu bir iş. Aslında bahsetmek istediğim başka bir şey. Bilmem size de oluyor mudur, aynı şu andaki gibi gecenin dehrinde uyanıp da bırakın herhangi bir canlı görmeyi, sokağınıza camdan şöyle bir baktığınızda lambası yanan bir ev görememek hem biraz ürkütücü hem de tuhaf bir sevincin kaynağı. Ürküten yanı malum yalnızlık, bir başınalık, sessizlik veya bir şeyi yanlış zamanda yapı

All work and no play makes Jack a dull boy.

Hazır kimsecikler yokken. 2009'un ilk yazısı. İmleç görünüyor ve tekrar kayboluyor, görünüyor ve tekrar kayboluyor... Bu kayda yönelik etiketler: ör. scooterlar, tatil, sonbahar. Kayıtları düzenle, yorumları yönet, kaydı yayınla, şimdi kaydet, blogu görüntüle ve oturumu kapat. Kısayollar, önizleme ve daha fazlası... Soğuk günler. Tadilat bitti, şimdi kanepe telaşı. İşler yoğun. İşler yığın. Tadilat başlamadan önce bavullara, kutulara ve çantalara istiflediğim eşyalarımı hala çıkarıp yerleştirmedim. Rafların, masanın ve dolabın boşluğu gözümü dolduruyor. Camdan baktığımda soğuğa karşı kendini istiflemiş insanlar görüyorum. Raflar, masa ve dolap, eski ve yeni soğuk günlerle dolu. Mitinglere gidiyor, sloganlar atıyorum. Giderken kalın giyiniyorum. Bayraklar ve dövizler taşıyorum. Bir sloganı en fazla üç kere söylüyorum. Ayetler okunurken oradan gitmek istiyorum. Bavullar, kutular yahut çantalara bakınıyorum. İçine girmek ve istiflenmek istiyorum. Bulamıyorum. Ahmet'i çok seviyor,