Algoritmak isteyenler siz şöyle bir durun.

Yazılım kursları, insanları yazılımcı olmak ve yazılım yapabilmek üzere eğitir bilirsiniz. Bu kurslardan birine ben de devam etmiştim zamanında. Bu kurlarda yine çeşitli teknik terimler açıklandıktan sonra algoritmanın yazılımın kalbi, gerisinin makyaj olduğuna dair söylemler gaz vermek amacıyla talebelerin zihinlerine zerkedilir( yahut bir algoritma başlatılır mı desem). E tabi ben de bu süreçten geçtim. Çok klasik bir örnek olduğunu sonradan öğrendiğim çay demleme algoritmasını anlatan hocaya iştahla baktığımı hatırlıyorum. (Bu tip şeyleri severim, cüzdanımda bir işime yaramayan, bazı konularda uzman olduğumu belirten kartvizitler/kartlar taşıyorum). Neyse, mezkur çay demleme algoritması hatırladığım kadarıyla, çaydanlığı bul, suyu koy, çayı koy, ( çay ve su ayrı yerlere tabi) gazı aç, ateşi yak, çaydanlığı ocağa koy, suyun kaynamasını bekle, su kaynayınca çayı demle, demin çökmesini bekle vs. gibi adımlar içeriyordu. sonunda da afiyet olsun şeklinde prompter bir yazı beliriyor cursor yanıp sönüyordu...ne hoş.

Günüm çay demlemenin daha gelişmiş hali yahut öyle zannedilen benzerlerini proses etmekle geçiyor. Yazmaya başlamadan önce lostun yeni sezon bölümlerini izledim, ondan önce de bu hafta devamlı okuduğum kitabı bitirdim. Annem indirimli saatlerden yararlanarak oturarak namaz kılıyordu tüm bunları yaparken. Sonra su ve buhar. Aynayı silmeye başladım gayri ihtiyari: baba ve oğulun kitabın başında ve sonunda barselonanın sisli sokaklarında lost'a karıştıkları sahne geldi aklıma. Ne kadar samimi, ne kadar içten, ne kadar sevgi dolu ve algoritmaya uygun. Sonra algoritmalara adanmış ömrümde babamla en sıcak temasımızı hatırladım, sonunda el ele sisli bir sokak yerine eller iki yanda alnım merdivenin köşesinde lost olmuştum. Algoritma ne kadar da güzel işlemişti, ne üstün dökmenin kişisel gelişim zırvaları ve pozitiflik angaryaları, ne kuantum ne momentum. Benim yüzüm param parça, bölük pörçüktür şu merdivende ve şu eşikte. Algoritma işlemiştir yere bırakılan elma düşmüştür, merdiven serttir beynin mermere akmıştır. Newton yine galip çıkmıştır. Adil bir infaz söz konusu değil. Alnımdaki küçük yarık yüzdesel olarak göz ardı edebilir +-100 gr.

İşte bu yüzeyselliğin algoritmasıdır, çay demlemenin ve soğuk mermerlere ve kapı eşiklerine ve buğulu aynalara bıraktığın. çünkü algoritmayı uygulayanın yalnızca hüznü vardır.

Bütün algoritmalar kaçıştır. Ben kaçarkense fonda çalan şu gerektir.
Uzaklaşırım müzik fade out...

Yorumlar