TEŞVİŞ

Başlamadan önce, bloggerın beni hatırlamamasından dolayı her defasında login yapmaktan duyduğum bıkkınlığı dile getirmek istiyorum. Defalarca beni hatırla diye çek atsam da, yine de her geldiğimde tamamen bir yabancıyım onun için. Neyse bir gün canı sıkılır da sayın yetkililer bu şikayetimi okursa umarım bir çözüm bulurlar buna. Zaten ayda yılda bir yazıyoruz onda da ağzımın tadını, parmaklarımın şevkini kaçırmasınlar.

Beni buraya atan rüzgara gelecek olursak, farketmişsinizdir sevgili okurlarım -bir dakika. hayalimden kitle oluşturdum sanırım, ara sözleri sevdiğimi daha önceden belirtmiştim- 8 şubattan beri herhangi bir şey yazmadım. Nedenine gelecek olursak tabi ki klasik dünya işleri. Bu arada az önce sigaramı söndürürken elimi küllüğe tamamen soktum. Evet, ne diyordum klasik dünya işleri. İşe güçe verdim kendimi. Çok yoğunum. Takvimim çok dolu; Projeler, toplantılar, yemekler, balolar, resmi temaslar ve aile ziyaretleri. He He ne komiğim. Mümkün olduğunca imla kurallarına dikkat etmeye çalışıyorum bu arada, nedense bu hassasiyet?

Şimdi ben işe güce verdim ya kendimi, hani annem de yoktu ya, o sırada ben dengesiz beslendim, az uyudum ve çok yoruldum. E sonra noldu? Sevgili vicıtım bu kadarına pes, indiriyorum şalterleri dedi ve bağışıklık sistemim bir süreliğine servis dışı kaldı. Daha sonra her zaman söylediğim şu mazi üzerime sakız gibi yapıştı, evet şu alnımdaki küçük yarıklar yani çocukluk hastalığı su çiçeği, latince ismi sanırım Herpes, karanlıklar ardından daha omuriliğimin kökünden çıkıp geldi ve kademeye girdi. Evet doktor dedi yüreğin kabarmış senin dalağın şişmiş çok yormuşlar seni çok germişler delikanlı. Evet amca dedim burası ne kadar sıcak. Sonra bana yüzellimilyonluk bi ilaç yazdı dalga geçer gibi yedi tane var içinde topu topu. Bir de krem o da bebe kremi. Ya bunlar Zona için. Zona çıkardım ben
Ağrı yapıyor şimdi. Sonra bilgisayarıma Zonalarm programını kurdum. Sağlıklı yarınlar içün.

Evet birinci fasılı bitirdik. İkinci fasılda ise zonamı yakından inceliycez hep birlikte. Ama önce ağzımın kenarlarındaki yoğurt bulaşıklarını silmem lazım, nitekim az evvel bir tabak mantıyı absorbe ettim. Evet sildim. Az sayıdaki sigaram, blekbörim ve ben sizlere bir takım şeyler anlatmaya çalışacaz. Tabi anlatırken hiç öyle ölümün kamusallığı falan gibi mevzulara girmiycez. İyi kimseleriz biz.

Neyse zona diyorduk değil mi?

Şimdi bu zona sırtımda çıktı. Tamam çok iç açıcı bir mevzu değil, kabul ediyorum. Ancak anlatmak istiyorum. Çünkü ben birazcık manyağım. Aman est. falan diyosunuz burada eminim. Zona felsefesi yapmadan tamamen görünüşü üzerinden yoluma devam ediyorum.

Şimdi ayna vasıtasiyle zonamı inceledim. yaklaşık yedi sekiz tane kabarık var. sinek ısırığı gibi. Tabi incelerken hemen bir şeyler benzetme hastalığım tuttu ve bir elin parmaklarından az sayıdaki kabarıklarımı, yıldızlı gecelerimizin değişmez misafiri, denizci ve kervancıların kadim dostu, polarisin ahbabı ve kahveyi seven bir millet olarak çağrışımlarından dolayı ve dahi avamın bildiği sayılı takım yıldızından biri olan Büyük Ayı takım yıldızına benzettim. Evet dizilişleri aynen o kıvamdaydı. Şimdi Büyük Ayının nam-ı diğer Ursa Major un, neden bu şekilde adlandırıldığını siz de benim gibi zamanında merak etmişsinizdir. Lakin ben yine de burada açıklayıcam, sonra aman ben görmedim aman ben duymadım demeyin.

Bu konuda çeşitli rivayetler var. Tabiki bu antik yunanlar boş durmamış bunlara da bir şey uydurmuşlar. Aman efendim biri zeusu sevmiş, sonra köpek olmuş yok kralın kızını öldürmüş yok öbürü çocuğunu yemiş össye girmiş yok mızrağı atmış canım kızı paralamış,efendime söyliyim özetle bir ton aşk, skandal ve entrika dolu mitolojik tevatür hali hazırda mevcut. Eskiden bakardım ansiklopedilere. Büyük ayı, küçük ayı, köpekti kurttu tavşandı..ulan üç yıldız var ben mi körüm nerde bu hayvanın kuyruğu nerede toynağı diye az sinirlenmezdim hani. Lakin şimdi yedi kabarcıktan kendi gök kubbesine irtica eden biri olarak buna pek hakkım olduğunu sanmıyor, aksine antik yunanlıları anlıyorum. Uzlaşmacı bir tavır sergiliyorum bilahare.

Zaten 8 şubat tarihli yazımda kulaklarını çınlattığım kronosun, yani zeusun peder beyi, bir şekilde devam eden yazılarıma müdahil olmasından hiç şüphem yoktu. Onun parmağının olması kuvvetle muhtemel.

Şu an mantı yüzünden karnım cımbıldadığı ve ağrı katsayım arttığı için yazıyı noktalamak istiyorum. Yazıyı noktalayıp post prodakşın evresini bitirmiş olacağım. Daha sonra post evresine geleceğim. Evremde yalnız olacağım elbette bknz flika. Yolladıktan sonra yazıyı, içeride yatan hasta validemle birlikte akşamdan beri tesis etmiş olduğumuz sükunet ortamına kendimi bırakacağım. Ucu nereden çıkar bilmiyorum ama kısa bir süre içinde uyuya kalacağım hususunda sizleri temin ederim.

Güncel haberler babından Muhsin Beyin geçirdiği kazayı da anmadan edemeyeceğim. Her şeyi takdir çerçevisinde değerlendirmekten başka elimizden ne gelir ki? Ben şahsen halen yaşamakta olduğuna inanmıyorum. Allah rahmet etsin kendisine, şahsen tanımıyorum ama sözüne güvenebileceğim bir kaç kişiden duyduğum kadarıyla kıymetli bir insanmış. Bize de hayırla anmak düşer en azından. Bakın bu da ölümün kamusallığına çıktı bir şekilde. Herkes "sıra bende değil" alternatifini tekrar gözden geçirmeli belki de. Böylelikle vefatıyla bile hayır işlemiş olur, ki bir insan daha ne istesin. Metnin seyrine pek uymadı ama idare edin dayanamadım.

Hasılı kelam arayı açmamak ümidiyle yine aranızdan ayrılıyorum. Sizin de zaten çok umrunuzdaydı.
Neyse, selametle.

Yorumlar

mq dedi ki…
geçmiş olsun... zona'ya sebep olan virus, herpesviruslar ailesinden varicella zoster virus oluyor. inşallah bir daha tekrarlamaz. kendine dikkat et, çok stres yapma, iyi dinlen : )
Dublor dedi ki…
hehe meslek alışkanlığı değil mi :)

herpesini bilmiştim de gerisi beni aşıyormuş.

teşekkürler, geçti zaten ama yine çıkmaması içün tavsiyeleri dinleyeceğim. bu arada saat beş uyumadım hala iyi dinleniyorum :)

selamlar