+18 explicit content

ulaştırma bakanı binali yıldırım şöyle demiş: para bol! bu yaz yatmak yok , gelip kendim kontrol edeceğim. gece gündüz çalışıcaz. yollarımız var ama estetik açıdan güzel değil, vatandaş daha güzel yollar istiyor arkadaş!

yollar..

hayır hayır, melankoli arayışı değil, bir geri çekilme harekatının ardından. Modeli mini olan, son derece modifiye bir araba korna çalıyor ve kaldırıma çıkıyorum. Çok ama çok acılı, arabesk bir şarkı yükseliyor siyah iç kabinden "gözlerin aşkımın mezarını kazdı ..." sözler kısmını son derece atmakla beraber, bu içli haykırışa denk gelinen yer manidardı, bir zamanlar tam aksine akşımın anıtını buldum, sonra da onu çiçeklerle aranjmanlarla ne bileyim yerine göre altından gümüşten halkalarla süslediğim, tanıştığımız, buluştuğumuz akabinde kocayacak yastıklar satın aldığımız, kişisiyle tanıştığım yerdi. tabi o yastıkları bir süre kullandıktan sonra tanımadığım birisine yastık savaşında cephane olarak vermem sonrasında gelişti. Arabesk güzel şey yani insanları bedava yollarda gezdiriyor 

Şarkıyı duyar duymaz derin iç burkuntularım nüksetti ve gözlerimden yaşlar boşanmaya, tabiri caizse o mezarın üzerine nisan yağmurları yağmaya başlamıştı...bir an heveslendik değil mi? elbetteki hayır! koca bir hayır! hafıza kartı şart dememin bir nedeni de bu tip olayların hissi evrenimde maalesef yankı bulmaması. bir mevta ile aynı asansörde yalnız kaldığınızda ve hem sedyeden dolayı siz hem de asansör sıkıştığında, bakıp "acaba bu morluklar da neyin nesi" gibi sorular sorabilmeniz gibi bir şey.

bir şubat günü öğle vakti piyerlotiye çıkıp çayımı içerken kendi kendime "ne hissedicem lan ben şimdi?" sorusunu soruşum da bundandır.

bu his işleri çok karışıktır bakın. yukardaki mevzular gibi saydığınız onca vakanın yanında hissiz taş kalpli bir insan olduğunuzu kabul etmek istemezsiniz. Ama öyledir yani..ama hakkaten duygusal biriyimdir şimdi yeri geldi diye söylüyorum, yanlış anlamayın. Valla sorun bak...

hisler..

neyse yollar diyordum, her görenin bi leyleği havada gördün muhabbetini çekiyorum artık. insan elli iki haftasının yüzde doksanını fatihten şişliye giderek harcarken hangi leyleği görür a yoldaşlar deyin bakalım hele.

yollar derken aslında bu yoktu aklımdan ama zırt diye çıktı.

Sonra bu poyraz gecelerinde, bulutlar hızla ilerlerken ayın görüntüsü harika oluyor bakın. ilhami çiçeki anabilirsiniz vücut iklimin sultanı dinleyebilirsiniz. bunlar hep güzel oluyor.

bizim F. var. bir ara sigara içmeye çıktık, excel de bir takım tablolardan bahsediyordu ben de ona yardımcı olmaya çalışıyodum falan, sonra bir tip daha var ona rast geldik biz konuşurken o da maydanoz oldu falan, F.'nin sözlerinden sonra bakalım müdür ne diyecek dedi ve bana döndüler. ben de "hey, bu yüzden maaş alıyorsun, bir şekilde halledeceksin" dedim. şakaları severim bu da bir şakaydı elbette. o yüzden F., maydanoz ve ben gülüştük, işte müdür falan filan dedi biz bu yüzden olamıyoruz vs. dedi maydanoz. Sonra F. ile yukarı çıkıp excel dosyasını inceledik. F.'yi severim bana kahve ısmarlamıştı bir keresinde eksik olmasın.

Bugün ofisten çıkarken de bir arkadaşıma nereye gidiyon, kimle gidiyon gibi soruları onüç kere falan yönelttim, bir arkadaşla buluşucam, bir yere gidicez gibi cevaplar verdi. on üç yeter diye üstelemedim. sonra arabayla garajdan çıkarkene bir de baktım aha! arkadaşım ve meçhul arkadaşı, yanlarında durup devam ettim. Akşam arkadaşım arayarak gönlümü almak istedi. Olur böyle şeyler dedim. Laf aramızda o arkadaşım da has arkadaşımdır onu da severim, hiç üzülmemiştim zaten. Gençler eğlenecek tabi. O sırada kızıl orman kızıl geyik ve karanlık muhabbeti geçen bir şey okuyordum kahvemi içerek. Çok babacandım o yüzden.

insanlar bin bir türlüdür..

işte Binali Bey de paramız bol demiş, yollarımızı güzelleştiricez, yenilerini yapıcaz falan demiş. şu bizim köyün yolunu yapsalar yeter başka bir şey istemem doğru dürüst.

şu yalan yıllara neden inandık hem?

Yorumlar

mandalina dedi ki…
babacan halinizi merak ettim be müdürüm